Blog sayfamda güzel ve faydalı bulduğum Konuları,Filmleri,Kitapları,Ayrıca kendi yazdığım makaleleri ara ara siz değerli okurlarıma sunuyorum , Merak eden varsa ortalama aylık 1000 takipçimiz var hepsini saygıyla selamlıyorum.
5 Aralık 2016 Pazartesi
23 Kasım 2016 Çarşamba
17 Kasım 2016 Perşembe
12 Kasım 2016 Cumartesi
18 Eylül 2016 Pazar
17 Ağustos 2016 Çarşamba
29 Nisan 2016 Cuma
RAKAMLARIN DİLİ
RAKAMLARIN DİLİ
Rakamlar ortak haberleşme aracıdırlar. Fizik, Kimya, Fen ve Astroloji aklınıza gelen bütün ilimlerin bütün farklılıkların ortak dilidirler.Algılanamaz soyut kavramları algılanabilir seviyeye getirebilirler. O yüzden kainatın tek ve ortak dilidir.
Her sayıya sonsuz mana yüklenilebilir,ve gördüğümüz bütün sayılar aslında 1'dir Dönüştürülmesi istenilen anlamada bürünebilirler.
Hiç bir rakam ne birbirinin içinde nede dışındadırlar ne birbirinden büyük nede birbirinden küçüktürler. 1 Varlığı 0 Hiçliği temsil eder 1 den sonraki rakamlar birin yansımalarıdır 1+1 gibi, yani sizin anlayacağınız kainatta 2 yoktur 1+1 vardır oda = 2 eder soldaki 1 olmazsa 2 rakamı hiçbir zaman oluşamaz ve var olamaz
1+1+1+1+1+1 diye sonsuzluğa kadar uzar gider ve bunun sonucunda 3 ler 4 ler 5 ler ve sonsuzluğa uzanan sayılar dizisi oluşur .
Sizin ona yükleyeceğiniz anlam ona durumunu belirleyecektir ama orjini asla değişmeyecektir.
Eğitim sistemimizin en büyük hatası; matematiği çocuklarımıza gerektiği manada öğretememesindendir.
Ezbere dayanan bir sistemde başarının yakalanılması asla ve asla beklenilemez ve belge alma hevesiyle üniversite bitirilemez.İnsan kainatta bir sırdır yeryüzünde bize verilmiş olan fırsatlarda bir çok şeyi öğrenebiliriz ama asıl gayemiz kendimizi tanımamızdır,o yüzden büyük veli Yunus Emre" ilim ilim bilmektir ilim kendin bilmektir sen kendini bilmezsen ya nice okumaktır" sözünü söylemiştir.
Eğitimin varlıklı insanların tekelindeymiş gibi bir algı ve yanılgı içindeki bireyler, madden bir şeye sahip olsalar dahi manen bir acziyet içindedirler ve topluma bir fayda getiremezler.
Bugün öğretmenlerimizin üzerine her zamankinden daha çok iş düşüyor . İnsan beyni düşündükçe, çalıştıkça daha aktif bir konuma geliyor.
Düşünmekten yoksun bireyler toplumlar yok olmaya mahkumdurlar . Düşünebilen , üretebilen bir nesle ihtiyaç vardır. Günümüz teknolojisinde ülke olarak sadece ürettiklerimize bakılırsa, dünya standartlarında hangi konumda olduğumuzu görebiliriz.ama yinede hiçbir zaman karamsar olmamalıyız.
teknolojide dışa bağımlı hale bırakılmışız bir klavye dahi üretemiyoruz. ama şartları değiştirmemiz gerekiyor, Her yıl milyonlarca dolarımız dış sermayelere giderken ülkemizde yaşanılanları Tv'lerdeki programları , ses yarışmalarının sadece yapımcılarını zengin eden ve halkı nasılda rahat uyuttuklarını görmek, hiçte zor olmasa gerek .Yine konumuza dönersek
Matematik sadece rakamları toplayıp çıkarma yapan bir araç değil, kainattaki bütün konuları ve olayları okuyabilen ve okutabilen bir dildir. Matematikten yoksun bireyler ve toplumlar, gerilemeye mahkumdurlar. Bu noktada eğitimcilerimize vede bizlere çok işler düşüyor. Saygılarımla
3 Nisan 2016 Pazar
29 Mart 2016 Salı
Sevgi....
İnsan Kainat'la sırdaştır
sabah uyanınca o sonsuzluğu düşünün
O' nu içinize çekin
ve ona selam'ınızla birlikte sonsuz sevginizi verin.
Şartlanmış bilinçlerimizin saflaşmasını dileyelim
O yüce Güç Ve Kudret Sahibinden
Allah Hepinizin yar ve yardımcısı olsun.Kendisinden bir lahza ayrı bırakmasın.
Küçülmüş ve sıkışmış kişiliklerimizin genişlemesi okyanustaki dalgalar misali sonsuzluğa doğru yol alması dileğiyle ......
Dilekler dileklerle bir müzik ritminde
kalplerden gönüllerden bütün kalplere
sevgiyi yaymak
sevgiyle kainatı kaplamak,
sevmek için çok sebebimiz var
sevginin yerini başka bir duyguya yer bırakmamak ,
diğer duygular birine sevgi ise tamamına yayılan bütünleştirici bir frekanstır.
Her zaman Sevin ve Sevgiyle Kalın taki sizi tam sarana kadar
sabah uyanınca o sonsuzluğu düşünün
O' nu içinize çekin
ve ona selam'ınızla birlikte sonsuz sevginizi verin.
Şartlanmış bilinçlerimizin saflaşmasını dileyelim
O yüce Güç Ve Kudret Sahibinden
Allah Hepinizin yar ve yardımcısı olsun.Kendisinden bir lahza ayrı bırakmasın.
Küçülmüş ve sıkışmış kişiliklerimizin genişlemesi okyanustaki dalgalar misali sonsuzluğa doğru yol alması dileğiyle ......Dilekler dileklerle bir müzik ritminde
kalplerden gönüllerden bütün kalplere
sevgiyi yaymak
sevgiyle kainatı kaplamak,
sevmek için çok sebebimiz var
sevginin yerini başka bir duyguya yer bırakmamak ,
diğer duygular birine sevgi ise tamamına yayılan bütünleştirici bir frekanstır.
Her zaman Sevin ve Sevgiyle Kalın taki sizi tam sarana kadar
6 Mart 2016 Pazar
3 Mart 2016 Perşembe
İLAHİ MAHKEME
Bir adam ölmüş ve öbür dünyada yargılanmak üzere sırasını bekliyormuş. Sıra kendisine gelip mahkeme salonuna girdiğinde bir de ne görsün?
Yargıç kürsüsünde bir insan oturuyor.
Tanık sandalyesinde ise Tanrı yerini almış.
Adam şaşkın,
“Aman Tanrım, bu nasıl oluyor? Beni senin yargılayacağını sanmıştım. Oysa orada hakim olarak bir insan oturuyor.”
Tanrı gülümsemiş,
“Ben hiçbir zaman sizi yargılamadım. Sonsuz sevgimle, ne yapmayı seçtiyseniz, sizi seçiminizde özgür bıraktım. Bana yargılamak değil, sevmek yakışır. Çünkü ben saf sevgiyim. Sizi kendimden yarattığım için sizi yargılamak kendimi yargılamak olur. Ayrıca benim yargılamama ne gerek var ki? Her şeyi bilen ben sadece burada tanıklık ediyorum. Dünyada olduğu gibi burada da insanlar tarafından yargılanıyorsunuz. Birazdan salonu hayattayken, senin zarar verdiğin, hoşgörülü davranmadığın, yargıladığın, kalplerini kırdığın insanlar dolduracak. Onlara kendini affettirmeye çalış. Onlar seni affederse ne ala. Çünkü cennetin yolu onların affından geçiyor.” demiş.
Adam merakla sormuş: “Peki ya affetmezlerse ne olacak?"
Tanrı yine sevgiyle gülümsemiş,
“Ben cenneti de, cehennemi de yeryüzünde yarattım. Seni tekrar yeryüzüne göndereceğim. Orada öyle bir yaşam süreceksin ki, tüm yaptığın kötülükler, verdiğin zararlar sana aynen yaşatılacak. Yani ettiğini bulacaksın. Ama bunun amacı sana ceza vermek değil. Sadece o insanların hissettiklerini bizzat yaşayıp anlaman, yaptığın kötülüklerin bilincine varman. İşte o zaman sen kendini affetmiş olacaksın.”
Adam bir süre düşünmüş, “Peki, cennet nasıl bir yer?” diye sormuş Tanrı’ya.
“Cennet, bir yer değil, bir bilinç düzeyidir evladım. Dünyada mutlu, huzur ve sevgi dolu, insanlara destek olmaktan haz duyan, yarattığım canlı ve cansız her varlığa saygı göstermeyi bilen insanlar var ya, işte onlar, dünyada cenneti yeniden yaratmaları için geri gönderdiğim cennetliklerdir. Cennet de dünyadan başka yerde değil.” demiş Tanrı.
“Ama kutsal kitap bana öyle öğretmedi.” diye karşı çıkmış adam.
“Kutsal olan tek şey yaşamdır. Ben o kitapları kutsal kılmadım. Siz kıldınız. Her şeye sevgi ile bakmasını bilerek yaşayan insan, en büyük ibadeti yapandır.” demiş Tanrı.
“Peki dünyaya döndüğümde doğru yola görmemde yardımcı olacak mısın?” diye sormuş adam.
“Ben bunun için siz insanların içine “vicdan” denen bir pusula koydum. Eğer bu pusulanın etrafına ördüğünüz kalın bencillik duvarlarını yıkarsanız, vicdanınızın yani benim sesimi kolaylıkla işitebilirsiniz.”
“Peki biz insanlara ne kadar yakında bulunuyorsun?” diye sormuş adam.
“Hem size şah damarınızdan daha yakınım, hem de düşman olduğunuz kadar sizden uzağım.” demiş Tanrı. “Çünkü düşmanlarınız da Ben’im. Siz de Ben’im.”
"Yani mahkeme salonunda insanlara hiç mi hesap sormuyorsun Tanrı’m?”
“Sadece iki sorum oluyor tüm insanlara.” diye gülmüş tanrı.
“Dünya okulunda ne kadar sevmeyi öğrendiniz?
Ne kadar bilgi kazandınız?”
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)